Günümüzde konut sektöründe ortaya çıkan mağdur sayısının fazlalığı ve inşaat şirketlerinde ki mali krizler kanun koyucunun radarına çok sert bir giriş yaptı. Daha önce bu konuda bir düzenleme olmadığından her şahıs veya şirket istediği arsaya proje çizdirip, ruhsatını alıp yapı denetimle anlaşarak inşaat yapabiliyordu. Buraya kadar her şey normal.
Ama hiç kimse kanun koyucu bile bu şahsın veya şirketin teknik ve mali yeterliliğinin olup olmadığına bakmıyordu. Zaman ve kriz bize gösterdi ki bu iki veriye de bakılması gerekiyordu.
Bunu şöyle örnekleyelim isterseniz.
500.000 TL paranız var. Ve 50 dairelik bir konut projesine giriyorsunuz. Proje ve ruhsat paranızı ödediniz ki, bu ortalama 300 bin TL tutar ve kaldı 200.000 TL.
100 metrekareden ve orta bir kalite 50 daire yapacağınızı düşünürsek, arsa payı hariç inşaat maliyeti daire başı 125 bin TL’den 6.250.000 TL’ye ihtiyacınız var demektir. Oysa sizin 200.000 TL’niz var. Barter anlaşması da yapamadıysanız…
Sonuç: Yarım kalan bir proje.
İşte kanun koyucu bugün bu verilere bakmayı düşünen bir taslak hazırlamaya başladı. Buna göre;
• Şirket ortaklarının tamamı veya bir kısmı mühendis ve mimar olmak durumunda
• Şirketin daha önce yaptığı benzer iş yapma zorunluluğu istenmekte
• Şirketin veya şahsın projeyi yapabilecek mali yeterlilik belgesi istenmekte
• Projelerin sigorta edilmesi istenmekte